Geleneksel Türk El Sanatları Topluluğu
2016 - 2017 EĞİTÄ°M ÖÄžRETÄ°M YILI ETKÄ°NLÄ°KLERÄ°MÄ°Z
1 - SANATLA TERAPÄ° UYGULAMASI
====================
Ahmet YakupoÄŸlu Altın Fırçalar Tezhip Sergisi
Kutlu DoÄŸum haftası etkinlikleri kapsamında hazırlanan Ahmet YakupoÄŸlu Altın Fırçalar karma tezhip sergisi; Dumlupınar Üniversitesi Rektörü Sayın Prof.Dr.Remzi Gören'nin himayesinde, Güzel Sanatlar Fakültesinin ev sahipliÄŸinde, SaÄŸlık Kültür ve Spor Daire BaÅŸkanı Sayın Doç.Dr.Ercan TaÅŸkın'ın BaÅŸkanlığında ve Kütahya Belediye BaÅŸkanı sayın Kamil SaraçoÄŸlu’nun deÄŸerli katkılarıyla hazırlanmıştır. Dumlupınar Üniversitesi SaÄŸlık Kültür ve Spor Daire BaÅŸkanlığına baÄŸlı; Gelenekli Türk El Sanatları topluluÄŸu tarafından düzenlenen; Ahmet YakupoÄŸlu'nun BaÅŸkanlığında Ä°zmir de kurmuÅŸ olduÄŸu ve manevi kızı Havva Sökmener'in devam ettirdiÄŸi, altın fırçalar Tezhip grubunun Hilye -i Åžerif ve PadiÅŸah TuÄŸralarının sergisinin açılışı 15 Nisan saat:15:00 da gerçekleÅŸtirilmiÅŸtir. Serginin açılışında; Dumlupınar Üniversitesi Rektörü Prof.Dr.Remzi Gören, Kütahya Belediye BaÅŸkanı Kamil SaraçoÄŸlu,Vali yardımcısı Mete Buhara ve Sedat Oktar Baro BaÅŸkanı Ahmet Atam, Belediye BaÅŸkan Yardımcısı Ali Ä°hsan ErtaÅŸ, çok sayıda Kütahyalı sanatsever, akademisyen ve öÄŸrenciler katılmıştır. Sergide Ahmet YakupoÄŸlu'na ait tezhip eserlerinin yanında 11 sanatçıya ait toplam 72 eser kıymetli sanatseverlerin beÄŸenisine sunulmuÅŸtur.
Sergi koordinatörü; Gelenekli Türk El Sanatları topluluÄŸu danışmanı, Güzel Sanatlar Fakültesi Dekan Yardımcısı Yrd.Doç.Dr.Pınar Yazgaç açılış konuÅŸmasını yaparak; ‘Ahmet YakupoÄŸlu'nun maneviyatı ve maddiyatı ile vücut bulan; kutlu doÄŸum haftasında sevgili Peygamberimizin doÄŸumuna ithafen yapılan bu serginin; kitap sanatlarımızın en önemlilerinden bir tanesi olan Tezhip sanatımızın seçkin örneklerinin tüm halka açılacağı önemli bir sergi olacağına inanıyoruz. Ahmet YakupoÄŸlu’nun manevi kızı Havva Sökmener'in 20 yıl boyunca Ahmet YakupoÄŸlu’nun BaÅŸkanlığında beraber emek verdiÄŸi altın fırçalar Tezhip gurubu; Selen AkiÅŸ, Ayla DoÄŸanata, Sitare Sertesen, Semra Kıvılcım, Betül Åžeker, Pürlen Paruhanlı, Yurdagül Açıkel, Esen Ekel, Hülya Arıcı Çap, AyÅŸe Çetmen'in eserlerinin bulunduÄŸu karma eserlerden oluÅŸmaktadır.’ dedi.
KonuÅŸmalarını yapmak üzere müzehhip; Havva Sökmener; ’Bu sergiyi açmanın son derece kendisini duygulandırdığını, Ahmet YakupoÄŸlunun izinden giderek hocası Süheyl Ünverin devamı olan ekolü yaÅŸatmaya çalıştıklarını ifade ettiler. Sökmener; ‘bu sergiyi kıymetli babam ve hocam Ahmet YakupoÄŸluya duyduÄŸum bir vefa ve saygı olarak onun ÅŸereflenmesi için talebeleri olarak Kütahya da onun kurduÄŸu bu Üniversite de açmaktan son derece gurur duyuyoruz. Onun huzurunda saygıyla eÄŸiliyor ve sizleri selamlıyorum. AÅŸk olsun erenler.’ Åžeklinde duygu dolu bir konuÅŸma yaptılar. Sergi 25 Nisan pazartesi gününe kadar gezildi.
====================
Uluslararası KOP Gençlik Festivali
8-11 Mayıs 2015 tarihlerinde Karaman’da yapılan “Uluslararası KOP Gençlik Festivali” ne Dumlupınar Üniversitesi Geleneksel Türk El Sanatları TopluluÄŸu adına Güzel Sanatlar Fakültesi RESÄ°M Bölümü öÄŸrencilerimizden; Tugba YURTSEVEN,Ebru ÇETÄ°N,Bahar BÖYÜK,Burcu GÖKTÜRK adlı topluluk üyelerimiz ebru gösterileriyle üniversitemizi baÅŸarı ile temsil etmiÅŸlerdir.
====================
Dumlupınar Üniversitesinde Ms Hastaları Ebru Ä°le Ä°ç Dünyalarını Yansıtıyor
Dumlupınar Üniversitesi Gelenekli Türk El Sanatları TopluluÄŸu olarak SaÄŸlık Kültür ve Spor Daire BaÅŸkanlığının bize verdiÄŸi maddi ve manevi destekle MS okulunda uygulamaya baÅŸladığımız Ebru Sanatı etkinliklerimiz Mart ayı başında; bu sanatı tanıtmak sevdirmek amaçlı baÅŸlamıştır.
Ebru, kitre veya benzeri maddelerle yoÄŸunluÄŸu arttırılmış su üzerine özel fırçalar yardımıyla topraktan elde edilen tabii boyalar serpilerek meydana getirilen desenlerin kâğıda alınmasıyla elde edilen, diÄŸer gelenekli san‘atlarımız gibi geleneÄŸi olan bir san‘at dalımızdır San‘at tarihçilerinin menÅŸeini Uzak DoÄŸu veya Orta Asya olarak gösterdikleri ebru san‘atına en çok hizmet ve onu kendisine mal etmiÅŸ olanlar Türklerdir. Ebru bir Türk san‘atıdır ve bunun en önemli delili de, bütün dillerdeki ebru terminolojisinin Türkçe olması ve ebrunun dünyada “Türk kâğıdı” olarak bilinmesidir. Anadolu’da beÅŸ yüz yılı aÅŸkın bir süredir icra edildiÄŸi bilinen ve ebru yapılan her ülkeye ve o ülkenin diline “battal, kumlu, taraklı, hatîb, ÅŸal, gelgit” gibi terminolojisiyle birlikte yerleÅŸerek yüz yıllarca “Türk kâğıdı” olarak isimlendirilen Türk ebru san‘atının da ustadan çıraÄŸa intikal ederek günümüze kadar ulaÅŸan bir geleneÄŸi vardır. Ebruculuk, yazmakla veya anlatmakla öÄŸretilemeyen, bütün klâsik Osmanlı san‘atlarında olduÄŸu gibi, “usta-çırak” usulü ile talebe yetiÅŸtirilebilen ve icrası itibariyle son derece güç ve ebrucunun idaresi dışında birçok deÄŸiÅŸkenden etkilenen bir san‘at dalıdır.
Türk süsleme sanatlarımızdan ebru, sanat olmanın ötesinde kiÅŸinin ruh dünyası üzerinde terapi etkisi yaratmaktadır.Terapi özelliÄŸiyle kiÅŸiye sabırlı olmayı öÄŸretirken kiÅŸinin zihnini, duygularını ve bedenini bütünleÅŸtirip stres ve endiÅŸeden uzaklaÅŸmasını da saÄŸlıyor.Günümüzde ülkemizde ve yurt dışında da Ebru sanatı psikiyatri alanında terapilerde kullanılıyor.
Renklerin suda yüzdürülerek elde edilen ve hiçbirisi birbirine benzemeyen, tekrarı mümkün olmayan bambaÅŸka bir dünya… Suyun rüyası ya da renklerin su üzerindeki dansları… Ebru teknesinin başına geçen kiÅŸi kendi ruh halinin resmini yapar . O gün içinde bulunduÄŸu hâli renklerle sponton bir ÅŸekilde ifade eder.
MeÅŸguliyet terapisi olarak hastalar tarafından yoÄŸun ilgi gören ebru yapımı sırasında ve sonrasında ÅŸu izlenimler yaÅŸandı ;
Hastalarımız ebru yaparak,yaÅŸadıkları her türlü günlük sıkıntıyı unuttuÄŸuklarını, rahatladıklarını fark ediyoruz. Ebru sanatı , sabır ve titizlik gerektiriyor.Yeni baÅŸlayan hastalar elbette telaÅŸlı ve dikkatsiz olabiliyorlar. Onlara tekrar tekrar gösterip uygulatmak ve iyi sonuçlar almalarını saÄŸlamak onları çok mutlu ettiÄŸi gibi bizleride de sevindirdi. Ä°lk baÅŸlarda hastaların özensiz ve rastgele ebru yapmaya çalışmalarının yerini giderek hem daha dikkatli, hem daha zevk alır hale gelmelerini izlemek sabır gerektirdiÄŸi için tabi kolay olmamakla birlikte sonucu güzel oldu.
Önce fıçayı tutma,boyayı serpme tekniklerini öÄŸretmeye çalıştık.Daha sonra tekne ve boyaların denge ve ayarını kontrollü olma becerisini kazandırmaya çalıştık.SaÄŸlam bir batta ebrusu yapmanın, nerede duracağını bilmenin önemini anlatmaya çalıştık. Ebru tekniklerinden ;battal,gel-git,taraklı,ÅŸal,somaki,klasik çiçek,hatip,dalgalı ebru gibi farklı teknikler gösterildi.Terapi amaçlı ebru çalışması yaptığımız için bunları saÄŸlamalarına çalıştım ama esas olan bunu bir meÅŸguliyet, dinlenme, yararlı zaman geçirme, ortak alan paylaÅŸma gibi amaçlara yöneltmeye çalıştım. Teknik açıdan birkaç müdahale dışında tamamen serbest çalışmalarını destekledik. Bu bakışla hastaların içinde bulundukları ruh hallerini renklerle ve desenle dışa vurmalarını saÄŸlamaya çalıştık. Bunu çok güzel bir biçimde baÅŸardılar. Aslında maksadımız ve önemli olan kusursuz ebru yapmaları deÄŸildi. Malzemeyi özgürce ve spontan olarak kullanarak iç dünyalarını yansıtmalarını amaçlıyoruz.
SonuÅŸ olarak;MS Okuluna gelen hastaların terapilerle sosyalleÅŸtiklerini, kendilerini ifade edebildiklerini ve özgüvenlerinin arttığını söyleyebiliriz. KiÅŸiyi topluma katacak, kendi iç dünyasındaki becerileri açığa çıkaracak bir takım aktiviteler yapılmalı. Bu baÄŸlamda sanatın çeÅŸitli dallarından,ebru,seramik,takı,resim gibi teknikler uygulanmalıdır.Yapmaya baÅŸladığımızda bu tür uÄŸraşıların hastaları iyileÅŸtirdiÄŸini ve fayda saÄŸladığını gözlemledik. Sanat terapi olarak kullanılabilir.